البحث

عبارات مقترحة:

القوي

كلمة (قوي) في اللغة صفة مشبهة على وزن (فعيل) من القرب، وهو خلاف...

التواب

التوبةُ هي الرجوع عن الذَّنب، و(التَّوَّاب) اسمٌ من أسماء الله...

الغفار

كلمة (غفّار) في اللغة صيغة مبالغة من الفعل (غَفَرَ يغْفِرُ)،...

سورة الفتح - الآية 26 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿إِذْ جَعَلَ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي قُلُوبِهِمُ الْحَمِيَّةَ حَمِيَّةَ الْجَاهِلِيَّةِ فَأَنْزَلَ اللَّهُ سَكِينَتَهُ عَلَىٰ رَسُولِهِ وَعَلَى الْمُؤْمِنِينَ وَأَلْزَمَهُمْ كَلِمَةَ التَّقْوَىٰ وَكَانُوا أَحَقَّ بِهَا وَأَهْلَهَا ۚ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا﴾

التفسير

Allah'ı ve O'nun Rasûlünü inkâr edenler, kalplerine cahiliye taassubunu yerleştirip de kendilerini hakkı gerçekleştirmeye bağlı kılmak yerine sadece hevaya bağlı kılıp Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Hudeybiye yılında Mekke'ye girmesi sebebiyle kendilerini yeneceğine dair korkuya kapılıp Mekke'ye girmesinden korktuklarında Allah da, katından kendi elçisine ve Mü'minlere huzur ve güvenini indirdi. Böylece kızgınlıkları, müşriklerin onlara yaptıklarının aynısını müşriklere yapmaya sevk etmedi. Allah, Mü'minleri hak söze kelime-i tevhide (Allah'tan başka ibadet edilecek hak ilah olmadığına) bağlı kıldı ve onların bu hak sözü hakkı ile yerine getirmelerini sağladı. Zaten Mü'minler kalplerinde var olan ve Allah'ın bildiği hayır sebebi ile hak sözü yerine getirmek hususunda herkesten daha lâyık ve ehil kimselerdi. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. Hiçbir şey O'na gizli kalmaz.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم