البحث

عبارات مقترحة:

النصير

كلمة (النصير) في اللغة (فعيل) بمعنى (فاعل) أي الناصر، ومعناه العون...

الحق

كلمة (الحَقِّ) في اللغة تعني: الشيءَ الموجود حقيقةً.و(الحَقُّ)...

المؤمن

كلمة (المؤمن) في اللغة اسم فاعل من الفعل (آمَنَ) الذي بمعنى...

سورة سبأ - الآية 33 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَقَالَ الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا بَلْ مَكْرُ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ إِذْ تَأْمُرُونَنَا أَنْ نَكْفُرَ بِاللَّهِ وَنَجْعَلَ لَهُ أَنْدَادًا ۚ وَأَسَرُّوا النَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُا الْعَذَابَ وَجَعَلْنَا الْأَغْلَالَ فِي أَعْنَاقِ الَّذِينَ كَفَرُوا ۚ هَلْ يُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ﴾

التفسير

Büyükleri tarafından zayıf düşürülenler, hakka karşı kibirlenen büyüklerine derler ki: "Hayır! Bizi haktan saptıran, sizin bizlere gece gündüz kurmuş olduğunuz tuzaklarınızdır. Öyle ki, bizlere Allah'a küfredip, inkar etmeyi ve O'ndan başka yaratılmış olan varlıklara ibadet etmeyi emrediyordunuz." Onlar; azabı müşahade ettiklerinde dünyada üzerinde oldukları küfürden dolayı için için pişmanlık duyarlar ve azap olunacaklarını anlarlar. Böylece biz; o kâfirlerin boyunlarına demir bukağılar koyarız. Onlar, dünyada Allah'tan başkasına ibadet etmelerinden ve Allah'a karşı isyan etmelerinden (günah işlemelerinden) başka bir sebeple bu cezaya uğratılmamışlardır.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم