البحث

عبارات مقترحة:

الحكيم

اسمُ (الحكيم) اسمٌ جليل من أسماء الله الحسنى، وكلمةُ (الحكيم) في...

الصمد

كلمة (الصمد) في اللغة صفة من الفعل (صَمَدَ يصمُدُ) والمصدر منها:...

السبوح

كلمة (سُبُّوح) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فُعُّول) من التسبيح،...

سورة الشورى - الآية 14 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَمَا تَفَرَّقُوا إِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ ۚ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ ۚ وَإِنَّ الَّذِينَ أُورِثُوا الْكِتَابَ مِنْ بَعْدِهِمْ لَفِي شَكٍّ مِنْهُ مُرِيبٍ﴾

التفسير

Kâfirler ve müşrikler ancak Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in gönderilmesiyle onların üzerine delil ikame edildikten sonra ayrılığa düşmüşlerdir. Ve bu ayrılıkları da ancak zulüm ve haksızlık sebebiyle olmuştur. Eğer Allah'ın ilminde daha önceden belli bir süreye kadar onlardan azabı kıyamet gününe ertelemesi vaadi olmamış olsaydı, mutlaka Allah aralarında hükmederdi. Allah'a küfretmeleri ve rasûllerini yalanlamaları sebebi ile onlara çabucak azaplandırıldı. Şüphesiz Yahudilerden sonra Tevrat'a ve Hristiyanlardan sonra İncil'e varis olanlar ve müşrikler Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in getirdiği bu Kur'an'ı gerçekten yalanlayarak şüphe içerisinde oldular.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم