البحث

عبارات مقترحة:

الغفار

كلمة (غفّار) في اللغة صيغة مبالغة من الفعل (غَفَرَ يغْفِرُ)،...

الغني

كلمة (غَنِيّ) في اللغة صفة مشبهة على وزن (فعيل) من الفعل (غَنِيَ...

المولى

كلمة (المولى) في اللغة اسم مكان على وزن (مَفْعَل) أي محل الولاية...

سورة فاطر - الآية 37 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَهُمْ يَصْطَرِخُونَ فِيهَا رَبَّنَا أَخْرِجْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا غَيْرَ الَّذِي كُنَّا نَعْمَلُ ۚ أَوَلَمْ نُعَمِّرْكُمْ مَا يَتَذَكَّرُ فِيهِ مَنْ تَذَكَّرَ وَجَاءَكُمُ النَّذِيرُ ۖ فَذُوقُوا فَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ نَصِيرٍ﴾

التفسير

Onlar; yüksek sesleriyle feryat edip, yardım isteyerek şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ateşten çıkar da dünyada iken işlemiş olduğumuz amellerin yerine senin rızanı elde edeceğimiz salih ameller işleyelim ve senin azabından selamette olalım." Yüce Allah ise onlara şöyle cevep verir: Size, düşünecek kimsenin düşüneceği ve Allah'a tevbe edip salih ameller işleyeceği kadar bir ömür vermedik mi? Yine Allah'ın azabına karşı sizi uyaran bir peygamber gelmedi mi? Sizin bir bahaneniz olamaz. Bütün bunlardan sonra bir özür yoktur. O halde tadın azabı! Kendi nefislerine küfür ve masiyet ile zulmetmiş olan zalimleri Allah'ın azabından kurtaracak yahut azabı onlardan hafifletecek bir yardımcı da yoktur.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم