البحث

عبارات مقترحة:

الوكيل

كلمة (الوكيل) في اللغة صفة مشبهة على وزن (فعيل) بمعنى (مفعول) أي:...

الوارث

كلمة (الوراث) في اللغة اسم فاعل من الفعل (وَرِثَ يَرِثُ)، وهو من...

البصير

(البصير): اسمٌ من أسماء الله الحسنى، يدل على إثباتِ صفة...

سورة الإسراء - الآية 33 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ ۗ وَمَنْ قُتِلَ مَظْلُومًا فَقَدْ جَعَلْنَا لِوَلِيِّهِ سُلْطَانًا فَلَا يُسْرِفْ فِي الْقَتْلِ ۖ إِنَّهُ كَانَ مَنْصُورًا﴾

التفسير

Yüce Allah'ın iman etme veya eman ile kanını haram kıldığı bir nefsi dinden dönme, ihsan (evli olmak ya da başından evlilik geçmiş olmak) olduktan sonra yahut da kısas gibi canını mübah kılan sebeplerden herhangi birisi olmadan öldürmeyin. Kim öldürülmesini mübah kılan bir sebep olmadan (haksız yere) mazlum olarak öldürülürse, varislerinden velayet hakkı olana katilin kısasla öldürülmesini talep etme, hiçbir karşılık talep etmeden affetme, diyet alıp affetme yetkisi verdik.(Öldürülenin velisinin) öldüren kimseyi kısasla öldürürken temsil yaparak (uzuvlarını kopararak), öldürdüğü şekilden başka bir şekilde öldürerek ya da katilden başkasını öldürerek Allah'ın kendisine mübah kıldığı haddi aşmaması gerekir. Çünkü maktülün velisine sadece meşru kılınan cezalar hususunda destek verilmiş ve yardım edilmiştir.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم