البحث

عبارات مقترحة:

السبوح

كلمة (سُبُّوح) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فُعُّول) من التسبيح،...

الحفيظ

الحفظُ في اللغة هو مراعاةُ الشيء، والاعتناءُ به، و(الحفيظ) اسمٌ...

الحكيم

اسمُ (الحكيم) اسمٌ جليل من أسماء الله الحسنى، وكلمةُ (الحكيم) في...

سورة يوسف - الآية 109 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَمَا أَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ إِلَّا رِجَالًا نُوحِي إِلَيْهِمْ مِنْ أَهْلِ الْقُرَىٰ ۗ أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ ۗ وَلَدَارُ الْآخِرَةِ خَيْرٌ لِلَّذِينَ اتَّقَوْا ۗ أَفَلَا تَعْقِلُونَ﴾

التفسير

-Ey Rasûl!- Senden önce insanlardan sadece erkek olan peygamberler gönderdik, melek göndermedik. Sana vahyettiğimiz gibi onlara da vahyettik. Onlar çöl halkı olan bedeviler değil şehir halkıydı. Kavimleri onları yalanladı, biz de onları helak ettik. Seni yalanlayanlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce yalanlayanların sonu nasıl oldu düşünüp ibret almazlar mı? Ahiret yurdundaki nimetler dünyada Allah'tan korkan takva sahipleri için daha hayırlıdır. Emirlerini yerine getirip -bunun en büyüğü iman etmektir- yasaklarından sakınarak -bunun en büyüğü Allah'a şirk koşmaktır- Allah'tan korkmanın sizin için daha hayırlı olduğunu akıl etmeyecek misiniz?

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم