البحث

عبارات مقترحة:

الحميد

(الحمد) في اللغة هو الثناء، والفرقُ بينه وبين (الشكر): أن (الحمد)...

الإله

(الإله) اسمٌ من أسماء الله تعالى؛ يعني استحقاقَه جل وعلا...

سورة التوبة - الآية 100 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَالسَّابِقُونَ الْأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُمْ بِإِحْسَانٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي تَحْتَهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۚ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ﴾

التفسير

Allah, iman etmede çabuk davrananlar, diyarlarından ve vatanlarından ayrılarak Allah’a hicret eden Muhacirler'den ve Allah’ın Peygamberi Muhammed –sallallahu aleyhi ve sellem-'e yardım eden Ensar'dan, itikat, söz ve fiillerinde iyilikle iman etmiş öncü Muhacir ve Ensar'a tâbi olanlardan razı olmuş ve onların taatlerini kabul etmiştir. Onlar da Allah’ın kendilerine verdiği bu büyük karşılıktan dolayı Allah’tan razı olmuşlardır. Allah, onlara, içinde daimî kalacakları, sarayları altından ırmaklar akan Cennetler vadetmiştir. Orada ebedî olarak kalırlar. İşte o karşılık büyük bir kurtuluştur.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم