البحث

عبارات مقترحة:

الحافظ

الحفظُ في اللغة هو مراعاةُ الشيء، والاعتناءُ به، و(الحافظ) اسمٌ...

الرءوف

كلمةُ (الرَّؤُوف) في اللغة صيغةُ مبالغة من (الرأفةِ)، وهي أرَقُّ...

القدير

كلمة (القدير) في اللغة صيغة مبالغة من القدرة، أو من التقدير،...

سورة الأعراف - الآية 100 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿أَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ الْأَرْضَ مِنْ بَعْدِ أَهْلِهَا أَنْ لَوْ نَشَاءُ أَصَبْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْ ۚ وَنَطْبَعُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ﴾

التفسير

Günahları sebebiyle kendilerinden önce helâk olanların yerine yeryüzüne varis olanlar için bu gerçek belli olup ta onların başına gelenlerden ibret almadılar mı? Bilâkis öncekilerin yapmış oldukları şeyleri kendileri de yaptılar. Yüce Allah şayet dileseydi yeryüzünde bir kural olarak günâhları sebebiyle onların başına bir azap gönderirdi. Kalplerini mühürler, ardından hiçbir öğüt tutmaz ve hiçbir hatırlatma da fayda vermez hale gelirdi. Onlar bunu hâlâ anlamadılar mı?

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم