البحث

عبارات مقترحة:

المحيط

كلمة (المحيط) في اللغة اسم فاعل من الفعل أحاطَ ومضارعه يُحيط،...

القاهر

كلمة (القاهر) في اللغة اسم فاعل من القهر، ومعناه الإجبار،...

سورة النساء - الآية 113 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكَ وَرَحْمَتُهُ لَهَمَّتْ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ أَنْ يُضِلُّوكَ وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّا أَنْفُسَهُمْ ۖ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِنْ شَيْءٍ ۚ وَأَنْزَلَ اللَّهُ عَلَيْكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُنْ تَعْلَمُ ۚ وَكَانَ فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكَ عَظِيمًا﴾

التفسير

-Ey Peygamber!- Şayet Allah’ın seni masum kılarak sana lütfu olmasaydı, kendi nefislerine ihanet edenlerden bir topluluk seni haktan saptırmaya azmederlerdi de böylece sen de adaletsizce hükmedenlerden olurdun. Gerçekte onlar yalnızca kendilerini saptırıyorlar. Çünkü onların saptırma girişimlerinin sonucu kendilerine dönmektedir. Allah senin üzerine Kur’an’ı ve sünneti indirmiştir. Sana doğru yolu, aydınlığı ve daha önceden bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Peygamberlik ve masumiyet ihsan ederek, Allah’ın sana olan lütfu çok büyüktür.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم