البحث

عبارات مقترحة:

المقتدر

كلمة (المقتدر) في اللغة اسم فاعل من الفعل اقْتَدَر ومضارعه...

المعطي

كلمة (المعطي) في اللغة اسم فاعل من الإعطاء، الذي ينوّل غيره...

الآخر

(الآخِر) كلمة تدل على الترتيب، وهو اسمٌ من أسماء الله الحسنى،...

سورة آل عمران - الآية 180 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ هُوَ خَيْرًا لَهُمْ ۖ بَلْ هُوَ شَرٌّ لَهُمْ ۖ سَيُطَوَّقُونَ مَا بَخِلُوا بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۗ وَلِلَّهِ مِيرَاثُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۗ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ﴾

التفسير

Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimetlerinde cimrilik yapan ve Allah'ın ondaki hakkını yerine vermeyenler, kendileri için onun hayır olduğunu zannetmesinler. Bilakis o, onlar için şerdir. Çünkü bu cimrilik yaptıkları mallar, kıyamet gününde boyunlarına dolanan bir tasma olup onunla azap göreceklerdir. Gökler ve yerler yalnızca Allah'ın idaresindedir. O, bütün mahlûkatı fani olduktan sonra hayat sahibidir. Allah yapmış olduklarınızı en ince ayrıntısına kadar hakkıyla bilir. Yaptıklarınızın karşılığını size verecektir.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم