البحث

عبارات مقترحة:

الحافظ

الحفظُ في اللغة هو مراعاةُ الشيء، والاعتناءُ به، و(الحافظ) اسمٌ...

الباسط

كلمة (الباسط) في اللغة اسم فاعل من البسط، وهو النشر والمدّ، وهو...

الأكرم

اسمُ (الأكرم) على وزن (أفعل)، مِن الكَرَم، وهو اسمٌ من أسماء الله...

سورة آل عمران - الآية 119 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿هَا أَنْتُمْ أُولَاءِ تُحِبُّونَهُمْ وَلَا يُحِبُّونَكُمْ وَتُؤْمِنُونَ بِالْكِتَابِ كُلِّهِ وَإِذَا لَقُوكُمْ قَالُوا آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْا عَضُّوا عَلَيْكُمُ الْأَنَامِلَ مِنَ الْغَيْظِ ۚ قُلْ مُوتُوا بِغَيْظِكُمْ ۗ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ﴾

التفسير

İşte sizler - Ey Müminler!- O topluluğu seviyor ve onlar için hayır murad ediyorsunuz. Onlar ise sizi sevmiyor ve sizin için hayır murad etmiyorlar. Bilakis size buğzediyorlar. Sizler bütün kitaplara, onlara indirilen kitaba bile iman ediyorsunuz. Onlar ise yüce Allah'ın sizin peygamberinize indirdiği kitaba iman etmiyorlar. Onlar sizinle karşılaştıkları zaman dilleri ile: " İman ettik" derler. Ama kendi başlarına kaldıklarında sizin birlik olmanız, söz birliğiniz ve İslam'ın izzetine duydukları kin ve öfkeden ve içinde bulundukları zilletten dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. -Ey Peygamber!- O topluluğa de ki: Öfke ve kederinizden ölene kadar olduğunuz halde kalın. Şüphesiz ki Allah, kalplerdeki iman ve küfrü, hayır ve şerri hakkıyla bilendir.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم